Aşağıda okuyacağımız konuşma, Mustafa Kemal Paşa tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 1 Mayıs 1920 günü, öğleden sonra saat 3.30’da açılan ve riyasetini Reissani Celâleddin Arif Beyefendi’nin (Erzurum Mebusu) yaptığı 8. toplantı 2. celsede yapılmıştır.
O gün, Kastamonu Mebusu Yusuf Kemal Bey (Tengirşenk), “Sıhhiye Nezareti” hakkında konuşurken, “Türk”, “Türkler”, “Türklük” diye özel olarak vurgulamış, Sivas Mebusu Emir Paşa (Marşan), bu yaklaşıma itiraz ederek bir İslam âlemi söz konusu olduğunu ve bunlar arasında Türklerden başka, Çerkes, Laz, Çeçen, Kürt gibi vatandaşların da bulunduğunu belirtmiştir.
Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa, bu tartışma üzerine söz alarak aşağıdaki konuşmayı yapmıştır:
(…)”Efendiler, meselenin bir daha tekerrür etmemesi ricasıyla bir iki nokta arz etmek isterim:
Burada kast olunan ve Yüce Meclis’inizi teşkil eden zevat, yalnız Türk değildir, yalnız Çerkes değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Fakat hepsinden meydana gelen İslami unsurlardır, samimi bir topluluktur. Dolayısıyla, bu yüksek heyetin temsil ettiği; hukukunu, hayatını, şeref ve şanını kurtarmak için azmettiğimiz emeller, yalnız bir İslam unsuruna mahsus değildir. İslami unsurlardan meydana gelen bir kitleye aittir. Bunun böyle olduğunu hepimiz biliriz. Hep kabul ettiğimiz esaslardan birisi ve belki birincisi olan sınır meselesi tayin ve tespit edilirken, milli sınırımız İskenderun’un güneyinden geçer, doğuya doğru uzanarak Musul’u, Süleymaniye’yi, Kerkük’ü ihtiva eder. İşte milli sınırımız budur dedik!
Hâlbuki Kerkük kuzeyinde Türk olduğu gibi Kürt de vardır. Biz onları ayırmadık. Dolayısıyla, muhafaza ve müdafaasıyla meşgul olduğumuz millet, bittabi bir unsurdan ibaret değildir. Muhtelif İslami unsurlardan meydana gelmektedir. Bu topluluğu teşkil eden her bir İslam unsuru, bizim kardeşimiz ve menfaatleri tamamıyla ortak olan vatandaşlarımızdır ve yine kabul ettiğimiz esasların ilk satırlarında bu muhtelif İslami unsurlar ki:
Vatandaştırlar, yekdiğerine karşılıklı hürmet ile riayetkârdırlar ve yekdiğerinin her türlü hukukuna; ırki, toplumsal, coğrafi hukukuna daima riayetkâr olduğunu tekrar ve teyit ettik ve bugün hepimiz samimiyetle kabul ettik. Dolayısıyla menfaatlerimiz ortaktır. Kurtarılmasına azmettiğimiz birlik, yalnız Türk, yalnız Çerkes değil, hepsinin karışımı (hepsinden memzuç) bir İslam unsurudur. Bunun böyle kabul edilmesini yanlış anlaşılmaya meydan verilmemesini rica ediyorum.”
Erzurum Mebusu Celâleddin Arif Bey:
1875 yılında İstanbul’da doğdu. Mehmet Arif Bey’in oğludur. İlk ve orta eğitimini İstanbul’da tamamladı. Ardından 1895 yılında Fransa’ya giderek Paris’te Hukuk Fakültesi ile Siyasal Bilimler Okulunu bitirdi. 1901 yılında Mısır’a gitti ve uzun yıllar Kahire’de avukatlık yaptı. Meşrutiyet’in yeniden ilanından (1908) sonra İstanbul’a geldi. Mülkiye Mektebinde dersler vermeye başladı. Aynı zamanda serbest avukatlık yaptı. 1914 yılında ise İstanbul Barosu Başkanlığına seçildi. I. Dünya Savaşı’nın (1914-1918) sona ermesi ve Mondros Ateşkes Antlaşması’nın (30 Ekim 1918) imzalanmasından sonra savaş dönemi yöneticilerinin yargılanması sırasında savunma avukatlığı yapmaya başladı. Bu sırada Son Osmanlı Mebusan Meclisi (1920) için yapılan seçimlerde Erzurum Mebusu seçildi. Bu Meclisin başkanlığına getirildi. Mebusan Meclisinde Misak-ı Millî’nin kabul edilmesi için gayret gösterdi. İstanbul’un işgal edilmesi ve Mebusan Meclisinin kapatılması üzerine Anadolu’ya geçti. Ankara’ya geldi ve TBMM’nin 23 Nisan 1920 tarihindeki açılışında Erzurum Milletvekili olarak hazır bulundu. TBMM’nin açılışından bir gün sonra İkinci Başkan seçildi. Bu sırada İstanbul Hükûmeti tarafından hakkında idam kararı verildi. TBMM hükûmetlerinde Adalet Bakanı (1920-1921) olarak görev yaptı. 1920 Ağustos ayında izin alarak Erzurum’a gitti. Ankara’ya dönüşünde Adalet Bakanlığından ayrıldı (1921). Ardından TBMM tarafından diplomatik temas kurma göreviyle Fransa ve İtalya’ya gönderildi. 1922 yılı başlarında ise TBMM’nin İtalya Temsilciliği görevine getirildi. Bu tarihten sonra bir daha TBMM çalışmalarına katılmadı. 1923 yılında Roma Temsilciliği görevinden de ayrıldı. Türkiye’ye dönmeyerek hayatının kalan kısmını Avrupa’da geçirdi. 18 Ocak 1930 tarihinde Paris’te öldü. Cenazesi Türkiye’ye getirilerek İstanbul’da defnedildi.
Kastamonu Mebusu Yusuf Kemal Bey (Tengirşenk):
1878 yılında Sinop’un Boyabat ilçesinde doğdu. Postnişinzade Hasan Raci Efendi’nin oğludur. İlk ve orta eğitimini Boyabat ve Taşköprü’de tamamladı. Ardından İstanbul’da Kuleli Askerî İdadisine girdi. Bu okulda öğrenci iken sağ elinden sakatlanması nedeniyle 1894 yılında Askerî Tıbbiye Mektebine geçti. Bu sırada İttihat ve Terakki Cemiyeti yanlısı fikirleri benimsedi. Bu nedenle 1897 yılında Tıbbiye’den ayrılarak memleketine dönmek zorunda kaldı. 1898 yılında Boyabat Mal Müdürlüğünde memur olarak devlet hizmetine girdi. 1899 yılında tekrar İstanbul’a gelerek Hukuk Mektebinde tahsile başladı. Bu okuldan 1905 yılında mezun oldu. Aynı okulda yardımcı öğretmen olarak dersler verdi. Ayrıca serbest avukatlık yapmaya başladı. Meşrutiyet’in yeniden ilanından (1908) sonra İstanbul Barosu Başkanlığına getirildi. Bu görevde iken Osmanlı Mebusan Meclisi III. Dönem ’de (1908-1912) Kastamonu Mebusu seçildi. Bu dönemdeki mebusluğu sırasında ayrıca Hukuk Mektebi hocalığı (1908) ve Adana Hadisatı Tahkik Heyeti Üyeliği (1909) görevlerinde bulundu. 1909 yılında mebusluktan istifa ederek Paris’e gitti. Paris’te Osmanlı öğrencileri müfettişliğini üstlendi. Ayrıca Paris Hukuk Fakültesinde doktora tahsili yaptı (1913). 1914 yılında ise Londra’da uzmanlık eğitimi aldı. I. Dünya Savaşı’nın (1914-1918) başlaması üzerine İstanbul’a dönmek zorunda kaldı. Yurda döndükten sonra sırasıyla Adliye Nezareti Teftiş Heyeti Başkan Yardımcılığı (1914), Adliye Nezareti Teftiş Heyeti Başkanlığı (1915) ve Adliye Nezareti Müsteşarlığı (1915) görevlerine getirildi. I. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ve Mondros Ateşkes Antlaşması’nın (30 Ekim 1918) imzalanmasının ardından 1919 yılında müsteşarlık görevinden istifa ederek serbest avukatlık yapmaya başladı. Bu sırada Millî Mücadele’ye destek vermeye başladı. Son Osmanlı Mebusan Meclisi (1920) için yapılan seçimlerde tekrar Kastamonu Mebusu seçildi. İstanbul’un işgal edilmesi ve Mebusan Meclisinin kapatılması üzerine Anadolu’ya geçti. Ankara’ya geldi ve TBMM’nin 23 Nisan 1920 tarihindeki açılışında Kastamonu Milletvekili olarak hazır bulundu. TBMM hükûmetlerinde Ekonomi Bakanı (1920), Adalet Bakanı (1921) ve Dışişleri Bakanı (1921-1922) olarak görev yaptı. TBMM ile Rusya (1921), Afganistan (1921), Fransa (1921), Azerbaycan-Ermenistan-Gürcistan (1921), İngiltere (1921) ve Ukrayna (1922) arasında yapılan antlaşmaların imzalanmasını gerçekleştirdi. 1922 yılında ise TBMM adına Londra ve Paris’te diplomatik görüşmelerde bulundu. TBMM I. Dönem (1920- 1923) milletvekilliğinin ardından II. Dönem (1923-1927), III. Dönem (1927- 1931), IV. Dönem (1931-1934), V. Dönem (1935-1938), VI. Dönem (1939- 1943) ve VIII. Dönem’de (1946-1950) Sinop Milletvekili olarak TBMM çatısı altında bulunmaya devam etti. Bu süreçte milletvekilliği görevinin yanında Londra Büyükelçisi (1924) ve Ankara Hukuk Fakültesi hocalığı (1925 ve 1933-1941) vazifelerinde bulundu. Ayrıca Başbakan Mustafa İsmet Paşa (İnönü) hükûmetlerinde Adalet Bakanı (1930-1933) olarak görev yaptı. TBMM VIII. Dönem’de (1946-1950) milletvekili seçildiği Demokrat Parti’den ayrılarak (1948) Millet Partisi kurucuları arasında yer aldı. Bu dönemden sonra tekrar Milletvekili adayı olmadı. İstanbul’a yerleşerek serbest avukatlık yapmaya başladı. 27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi’nden sonra oluşturulan Kurucu Mecliste (1960- 1961) Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi temsilcisi olarak görev yaptı. Bu görevinden sonra siyasetten çekildi. Hayatının kalan kısmını İstanbul’da geçirdi ve bir daha herhangi bir resmî veya siyasi görev almadı. 15 Nisan 1969 tarihinde İstanbul’da öldü.
Sivas Mebusu Emir Paşa (Marşan):
1860 yılında Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Halkaçayır köyünde doğdu. Kafkasya göçmeni Hırpızzade Mahir Bey’in oğludur. Uzun süre babasının sahip olduğu geniş arazilerde tarım ve hayvancılıkla meşgul oldu. Bir ara Sivas’ta Nüfus Nazırlığında bulundu. Kendisine çeşitli sivil rütbelerle birlikte 1907 yılında “mirmiran” (fahri paşalık) rütbesi verildi. Meşrutiyet’in yeniden ilanından (1908) sonra İttihat ve Terakki Fırkası karşıtı bir çizgiyi benimsedi. Uzun süre Hürriyet ve İtilaf Fırkasını destekledi ve bu fırkanın Sivas Şubesi Başkanlığını üstlendi. I. Dünya Savaşı’nın (1914- 1918) sona ermesi ve Mondros Ateşkes Antlaşması’nın (30 Ekim 1918) imzalanmasından sonra Millî Mücadele’ye destek verdi. Hürriyet ve İtilaf Fırkası taraftarı olmasına rağmen Sivas’a gelmiş olan Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer aldı ve Sivas Kongresi (4- 11 Eylül 1919) kararlarını benimsedi. Sivas ve çevresinde bulunan Çerkeslerin Millî Mücadele yanında yer alması için etkinliğini kullandı. Ayrıca Millî Mücadele’nin gelişmesi için tüm maddi kaynaklarını seferber etti. Ankara’da TBMM’nin açılmasına karar verilmesi üzerine yapılan seçimlerde Sivas Milletvekili seçildi. Ankara’ya gelerek TBMM’nin 23 Nisan 1920’deki açılışında hazır bulundu. Meclis çalışmaları sırasında Başkanlık Divanı İdare Memuru oldu. Ayrıca Kanun-ı Esasi, Layiha, Müdafaa-i Milliye ve Sıhhiye komisyonları ile Memurin Muhakematı Tetkik Kurulunda üye olarak bulundu. Düzenli ordu içerisinde yer almak istemeyen Çerkes Ethem Bey ile görüşmek üzere TBMM tarafından gönderilen heyette görevlendirildi. TBMM I. Dönem (1920- 1923) Milletvekilliği sona erince tekrar aday olmadı ve Sivas’a döndü. Bir daha siyasi ve resmî herhangi bir görev almadı. Sivas’ta tarım ve hayvancılıkla meşgul oldu. 1925 yılında çıkarılan Şapka Kanunu aleyhine Sivas’ta gelişen bazı olaylarla bağlantılı olduğu iddiasıyla Ankara İstiklal Mahkemesi tarafından üç yıl sürgün cezasına çarptırıldı. Sürgün yıllarını Isparta’da geçirdi. Cezasını tamamladıktan sonra tekrar Sivas’a döndü. Hayatının bundan sonraki kısmını burada geçirdi ve siyasetten uzak durdu. 11 Aralık 1940 tarihinde Sivas’ta öldü.
Kaynakça:
*TBMM Zabıt Ceridesi, Devre 1, c.1, Hazırlayan: TBMM Zabıt Kalemi Müdürlüğü, 3. Basım, Ankara, 1959, s.165.
*TBMM Birinci Dönem Milletvekili Albümü, TBMM Basımevi – 1. Baskı Kasım 2022, ISBN: 978-605-2089-82-8 Yayın No: TBMM 2023/6 – BYHİB/3.