Ömer Tuğrul İnançer ve onun gibilerin bu zihniyetinden tek kelimeyle “iğreniyorum”.
Neden iğrendiğimi bu yazımda detaylarıyla anlatacağım.
Bu beyefendi şovuna Ramazan ayında “hamile kadınlar sokağa çıkmasın” olarak algılanan sözleriyle başladı.
Sözleri aynen şöyleydi:
“Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla (eliyle karnını göstererek) sokakta gezilmez, 7 ay 8 aydan sonra biraz hava almak için beyinin otomobiline biner dolanır, akşam üstü çıkarlar. Şimdi kanal kanal uçuşuyor, ayıptır, ayıp. Bunun adı terbiyesizliktir.”
Bu söylemi uygulayan ve bu ifadeleri destekleyen aynı kişiler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her ortamda en az 3 çocuk tavsiyesini coşkuyla alkışlayıp destek olan kişilerin olması da büyük bir çelişkinin ötesinde ikiyüzlülüğün dışa vurumudur.
Hem hamilelerin sokağa çıkmasını uygun görmeyeceksin; amaç kadını sosyal hayattan çekip almak ve eve kapatmak olacak hem de olur olmaz her ortamda kaç çocuk yapılması gerektiğini konuşanlara destek olacaksın.
Beyefendi geçtiğimiz günlerde iki bomba daha patlattı.
“Kadının ekonomik özgürlüğü aldatmaca, çalışan kadın yuvasını dağıtıyor” diyerek kadınların çalışmasının uygun olmadığı anlamına gelen açıklamalar da yaptı.
Dün gazete ve televizyonlara yansıyan haberlere göre bu zatın kızının Türkiye’nin en büyük operatörlerinden birinde üst düzey yöneticilik yaptığı ortaya çıktı.
Bu değerli hanımefendiye söylenecek en ufak bir söz yoktur. Kendisine başarılar diliyor ve daha iyi konuma gelmesini temenni ediyorum.
Benim problemim babasının zihniyetiyle!
Ülkemizde bu beyefendinin söylemlerinden etkilenen milyonlarca insan var. Bu söylem öyle tehlikeli bir söylem ki, eğitim, kültür, ekonomik gücü fark etmeksizin birçok erkekte etki yaratıyor.
Özellikle Anadolu’daki pırıl pırıl kız çocuklarımızın okumasına, eğitim görmesine ve iş hayatına atılıp çalışmasına engel oluyor.
Bu söylemden etkilenenler kızlarını eve kapatıyor!
İşte bu kızların vebali bu iğrendiğim Ömer Tuğrul İnançer zihniyetinin boynundadır.
Bu beyefendi geçenlerde yine hem de Meclis’te Cumhuriyet’in ilk yıllarına atıfta bulunarak “Bu ülkede inkilaplaştırma yapıldı, nedir inkilaplaştırma? Köpekleştirmedir” ifadelerini kullanarak devrimin lideri yüce önder Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etti. Ama kimseden ses çıkmıyor.
Köpekleştirme ne zaman yapılıp, yaptırılmaya çalışıyor çok iyi görüyoruz! Fark edenlerin ve kız çocuklarımızın evlere kapatılmasına neden olan bu söylemlere tepki verenlerin sayısının artmasını dilerim.
Ali Şar
Twitter/alisar_