Bu ülkede bize bir günlük mutluluk bile yasak sanırım…
Dün gece mutluluktan havalara uçuyorduk.
Aydınlarımızla kucaklaşmanın coşkusunu yaşıyorduk…
Gece Silivri’den eve dönüp yatağıma girdiğimde acaba yarın kimlere kavuşacağız, kimlere sarılacağım diye düşünerek mutlulukla uyudum.
Dün Gece’nin ardından Berkin Elvan’ın ölüm haberiyle uyanmak!
Sabah gözlerimi açtığımda Berkin Elvan’ı kaybettiğimizi öğrendim…
Yarın Silivri’den, Hasdal’dan hangi yurtseverimiz çıkacak, hangi yurtseverlerimize sarılacağım diye düşünürken, daha önce hiç göremediğim Berkin’i bundan sonra da bir daha hiç göremeyeceğimi öğrendim…
Oysa uyandığı gün yayına gidip ona Ethem diyecektim, Ali İsmail diyecektim, Abdullah diyecektim, Mehmet diyecektim…
En çok koyan ise şu; Berkin Elvan’ın katili elini kolunu sallayarak aramızda geziyor…
O katil birilerinin koruması altında…
“Üstünde patlayıcı vardı” yalanını uydurmuştu iktidarın polisi; bu yalanı da yazmıştı “besleme basını”…
Birilerinin ömrü hırsız çocuklarını yargıdan kaçırmakla geçecek ve onlar utanç içinde ölecekler. Ama biz aslan gibi delikanlılarımızla hep gurur duyacağız…
Bir de dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 268 gün sonra Berkin Elvan’ın babasını aramış ve bir ihtiyacınız olursa bana iletin demişti ve bir gün sonra Berkin Elvan’ı kaybettik. Zamanlama manidar…
Sayın Cumhurbaşkanı, şimdi Berkin Elvan’ın babası sizi arayıp; ‘’Benden aldığınız oğlumu geri verin!’’ dese ne cevap vereceksiniz?
Bu acıyı sadece paylaşabiliriz, kabullenmek mümkün değil… ve 15 yaşında bir çocuk karanlık iktidarlarını sürdürmek için öldürüldü.
Neyse uzatmayacağım…Sözün bittiği yerdeyiz çünkü…
Başımız sağolsun…
M. Şafak İNAN
[email protected]