Çamların yeşili mi, denizinin mavisi mi büyüleyen….. Rotamız Adrasan ve ardından Finike..
Mis kokusu ile yemyeşil dalları kumsala kadar uzanan çam ağaçları ve önüne boylu boyunca serilmiş gök mavisi bir deniz… Nerede miyiz?
Sakin nezih ve huzur dolu bir ortam arayanların tercih noktası olan, ADRASAN güzelindeyiz..
Adrasan;İsmini Rumcadan almış, sırtını Beydağları’na dayamış, zemini kum, denizi sığ, çevresi ise kara yolu olmayan ilginç doğal güzellikleriyle dolu bir yer. Yakın zamana kadar yalnızca İngiliz, Alman ve İtalyanlar’ın yaz sezonu boyunca kapattığı cennet koy, (neyse ki) artık tüm tatilseverlerin akın akın gelip gördüğü, gezip eğlendiği, yüzüp dinlendiği ve vazgeçemediği bir yer haline gelmiş..
Gelinmeyecek gibi değil ki!
İncecik sarı kumlar ayaklarınızı bağlar, civardaki manzara gözlerinizi, küçük ama konforlu ağaç evler hayallerinizi… Gün doğumunu da yakaladıysanız eğer, vazgeçemeyeceğiniz garantidir artık..
Eski adıyla Çavuşköy, 2 kilometre uzunluğundaki kumsalıyla Kumluca‘ya yakın, yerli köy halkının turizm yaptığı ender yerlerden biridir.. Öyle ki, buradaki tesislerde konakladığınızda birkaç gün içinde tüm yabancılığı üstünüzden atar, kendinizi aileden biri gibi hissetmeye başlayabilirsiniz..
Su sporlarına meraklı olanlar için de eşi bulunmaz bir parkur niteliğindeki koy; Kapalı koyu, geniş ve upuzun ince kumlu kumsalı ile eşsiz bir manzaraya sahip…
Her yerden denize girebilmek mümkün. Koyun karşısındaki Musa Dağı‘na bağlı Eliğ Tepesi; “çökmüş bir deveyi” andıran silueti ile dikkat çeker. Zorlu bir parkura sahip olan dağda tırmanma, dağcılık ile uğraşanlar için bir alternatif olacaktır.. Ve tepeden (yinelemekten yorulmayacağım) manzara ise, kesinlikle görülmeye değer – demedi demeyin –
Bir önceki yazımda kaleme aldığım Olympos ile Adrasan birbirine çok yakın iki cennet köşe. Sadece bir sapak ile ayrılıyorlar.. Akdeniz’in girintili çıkıntılı koylarında birbirlerine komşu olan iki muhteşem yer , yaz-kış bir çok ziyaretçisine kucak açmaktadır..
Geçen yazımda birlikte keşif ettiğimiz Olympos antik kenti, çevre gezilerine merakı olanlar için ( sönmeyen ateşi ile mitolojik dağdaki Yanartaş) en yakın gezi yeridir… Meşhur Likya yoluda Adrasan’dan geçer ve ormanın içinde keyifli bir yürüyüş ya da bisiklet ile Olimpos’a kadar gidilir..
Adrasan ve civarında yapabilecek o kadar çok şey bulabilirsiniz ki, zamanın nasıl geçtiğini anlayamayabilirsiniz.. Aktiviteler başında su sporları en revaçta olanı elbet..Uzman ekipler eşliğinde dalabilir, kayak yapabilir, avlanabilirsiniz.. Helenistik çağdan kalma bir çok izler taşıdığını çok net gözlemleyebildiğimiz şirin yörenin, yıllarca sit alan olması nedeniyle beton yığınına dönüşmeyen denizi, sığ olduğundan yüzme bilmeyenler ve çocuklar için de oldukça elverişli…
Sörf, su kayağı gibi aktivitelerle renklenen koy, dalgıçlar için de tercih edilen yerdir..
Bunun yanı sıra, gezi teknelerinin düzenlediği günü birlik turlar ile Adrasan’dan çevredeki koylara unutulmaz ziyaretler gerçekleştirebilirsiniz.. Mesela, Adrasan’a bir saat uzaklıktaki Suluada, Sazak ve Ceneviz koyları teknelerin uğrak yerleri. Suyu ile civarda ünlü olan Suluada için yörenin yerlileri, buradan çıkan suyun aç karnına içildiğinde, böbrek taşlarını düşürdüğünü iddia edermiş. Adanın batısında mozaik görünümlü siyah ve beyaz taşlarla bezeli kumsalda denize girebilirsiniz. Kuzeydeki Sazak Limanı da( Sazak’ın suyunun bağırsaklara iyi geldiği söylenir) tertemiz suyuna hayran kalınacak yerlerden biri..
Gün batımının keyfi ile geceye ulaşmak bir başka, sabahın en erken saatlerinde cıvıltısı duyulan kuşlar ile güne başlamak daha bir başka..
Adrasan da güzelliğine doyamadığımız Akdeniz’in tüm koyları gibi bambaşka..
Akdeniz‘in bu muhteşem iki koyu için( Olympus-Adrasan) benim ilginç bir benzetmem vardır; birine damat derim heybetli mi heybetli (Olympus), diğerine de gelin, narin mi narin (Adrasan)..
Bu tabir eşliğinde allı pullu gelinimiz Adrasan’ı da ardımızda bırakıyor, en güzel rengi ile bir portakal cenneti olan Finike’ye doğru yol alıyoruz..
Özellikle Marinası ile uluslararası bir liman kenti ve yat turizm merkezi haline gelmiş, keyifli ve eğlenceli bir tatil beldesi olan Akdeniz’in nadide köşelerinden biri olan Finike’deyiz ve aynı zamanda da portakalın başkentindeyiz. Vakit portakal vakti olsaydı,bu fırsatı kaçırmaz herhalde kilo kilo yerdik.. Mevsiminde tekrar gelip o meşhur portakallarını yemeyi diliyor, kenti tanımaya ve turlamaya başlıyoruz..
Bu merkez de tarihte pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bir dönem dağların kuytularında ufak bir balıkçı kasabası olan Finike, son senelerde özellikle portakal ve narenciye tarımı ile turizmi harmanlamış şirin bir yerleşim bölgesidir. Keşfedilmemiş sayısız koya, bir çok tarihi kalıntıya, renkli şehir merkezine ve çevresinde gezilip görülecek bir çok özel tarihi yerlere ev sahipliği yapan belde, bir çok turistin uğrak noktası haline gelmiştir. Antalya Finike’yi sadece tatil için değil, sürekli bir yaşam merkezi olarak seçmek de mümkündür. Sert geçmeyen kışları, oksijen ile yoğrulmuş tertemiz havası, güzel ve sıcakkanlı insanları, lezzetli yiyecekleri, denizi ve doğasıyla iç içe bölge de rahat bir yaşama sahip olmak hiçte zor olmayacaktır.
Peki gelelim bu güzel bölgede, neler yapılmalı hangi aktiviteler bizleri bekler, nereleri keşfedilmeli, biraz bunun araştırmasını yapalım..
Anlaşılan o ki, Finike’de tatil planlanıyorsa bolca dinlenmenin yanı sıra pek çok şey yapma şansı da var…
Akdeniz’in bir doğa harikası Teke Yarımadası‘nda bulunan Finike’nin binlerce yıllık tarihinin günümüze ulaşan izlerini dört bir yanda gözlemlemek mümkün. Apollonis,, Arykanda Antik Kenti, Gagai Antik Kenti, bölgenin tarihine şahitlik edercesine izleri gözler önüne seriyor.. Özellikle Arykanda Antik Kenti mitolojisi ve yapısı itibari ile dikkat çekiyor. Tarih meraklıları için muhteşem bir tabloyu yansıtan antik kent ile ilgili bilgiler, benim olduğu kadar sanırım sizlerin de dikkatini çekecektir.
‘’Arykanda kenti, Şahinkaya diye bilinen sarp bir kaya yüzeyinin dibinden başlayan, güneye eğimli arazi üzerinde yer almaktadır. Kentte en üst seviyede yer alan yapı, Şahinkaya’nın güney batı eteğindeki gözetleme kulesidir.
Kulenin güneyindeki üçgen plan veren Akropol‘ün kentin ilk yerleşim yeri olduğu düşünülmektedir.Bu alanın doğusunda bouleuterion ve doğusundaki üç dükkanın kuzeyinde İ.Ö. 4.y.y.da inşa edilmiş Güneş Tanrısı Helios adına yapılmış tapınak bulunmaktadır. Kentin gözetleme kulesinden sonra en üst seviyedeki diğer yapısı İ.S. I.y.y.da inşa edilen stadiondur. Tek uzun kenarlarında oturma sıraları yer almakta, diğer uzun kenar yamaca açılmaktadır. Bir alttaki terasta, bölgenin ufak fakat en iyi korunmuş tiyatrosu yer alır. En alttaki terasta ise Agora ve meclis binası işlevi de veren Odeon görülür. Şehrin güneydoğusunda bulunan gymnasium, hamamın hemen yanında yer almakta ve hamam-gymnasium görünümü vermektedir.
Şehrin “doğu nekropolü” olarak isimlendirilen mezar alanı, birçoğu ayakta kalmış anıt mezarlarla dikkati çeker. Birbirine teras görevi gören anıt mezarların tümü İ.S. 2 yy.a ait olup bunların altındaki terasta çatı hizasına kadar ayakta kalmış hamam, şehrin iyi koruna gelmiş yapılarından biridir. Şehrin su ihtiyacı, büyük bir beceri ve su mühendisliği örneği gösteren tesislerle sağlanmaktadır. Aykırıçay‘ın çıktığı yerde sarp kaya yüzeylerine oyulmuş dört ayrı seviyedeki kanal, şehre su getiren sistemin ana hatlarını oluşturur.’’
Doğal güzellikleri ihmal etmemek gerekir belde de.. Keşfetmek ve bu güzelliklerin tadını çıkartmak program içerisinde ayrı bir keyif sunacaktır . Dünyaca ünlü Suluin Mağarası’nı keşfedebilir, masmavi denize sahip Apollonis,, Arykanda Antik Kenti, Gagai Antik Kenti’ne gidebilir ve burada denizin tadını çıkarabilir, doğa harikası Gökbük Kanyonu‘nda yürüyüş yapılabilir..
Finike‘nin denizi limanı ve marinası da ayrı bir keyif; berrak denizinde,su kayağı, dalış, jet ski gibi su sporları meraklılarını beklerken, marinasında yürüyüşler yapmak, limandaki teknelerden kiralayıp yakın koyları keşife çıkmak yada birbirinden güzel mekanlarda Akdeniz‘e özgü lezzetlerin tadına bakmak ( tabii manzara eşliğinde ) , tatilinize ayrıcalık katacaktır..
Tavsiyemdir; Mavi bayraklı denizi, göz alıcı koyları ile önemli tatil beldelerinden biri olan Finike; Upuzun kumsalları, tertemiz parlak denizi, içinizi dışınızı ısıtan güneşi, mis gibi havası, yine güzelliğine ender rastlanan koyları, marinası ve meşhur içme suyu ile tatil anılarınız içinde unutulmazlar arasında yer edinecektir..
Yola devam…
İyi seyirler…
Güldence