Dans etmek insanlığın en eski ifade ve iletişim şeklidir. Daha ortada gelişmiş bir dil yokken insanlar beden dili ile iletişim kuruyorlardı. Kadim toplumlarda dansın birçok işlevi vardı. Dansla hem mutluluk hem de hüzün aktarılıyordu. Ayrıca birlik beraberlik ruhunu canlı tutmaya ve kutsal bir merasim veya ayin ortamında ruhsallığı duyumsamaya da yarıyordu. Dans ederek insanlar tanrılarına tapınıyor, onların yardımlarını da istiyorlardı.
Dans ederek iletişim kurmak ve duygularını ifade etmek geleneği halen Afrika toplumları arasında devam ediyor. Örneğin Masai kabilesinde yerinde sıçrayarak dans edilmektedir. Asya şamanlarının davul veya tef sesiyle transa geçtikleri ve ateş etrafında dans ettikleri biliniyor. Günümüzde halen güneş kültünden türeyen şaman (Kam) geleneğini sürdüren kültürler bulunmaktadır. Asya’dan Amerika’ya göç etmiş olan Kızılderili halkın “Sun dance” dedikleri güneş dansı halen her yıl uygulanıyor. Bu kutsal ayinde Lakota yerlileri toplu halde dans ederek bir direğe bağlı çengelleri bedenlerine geçirirler. Bu acı veren olay onlar için bir tür kurban olmak simgesidir. Bu simgesel kurban olma törenine sadece erkekler katılır ve hem kabilenin iyiliği için hem de tüm insanlığın iyiliği için acı çekerler. Altta solda çadır içinde güneş dansı törenini ve sağda kendini adayan bir Lakota’yı görüyoruz.
Bu törenlerde acı çekerek transa geçiliyor. Ayrıca bu törenlerin güneşin kutsallığı ile de ilgisi var. Güneşi kutsamak insanlığın en kadim dönemlerinden beri dünyanın birçok bölgesinde uygulanmıştır. Anadolu’da Alacahöyük ve Çatalhöyük bölgelerinde güneş simgeleri ve güney doğuda Urfa iline yakın Nevali Çori’de kutsal halk dansı resimleri ve kabartmaları bulunmuştur.
Alttaki resmin solunda kollarını göğe doğru yükselterek dans eden üç kişi görülüyor. Bu toprak kap parçasındaki kabartma Nevali Çori kazılarında bulunmuştur. Tüm bölge kadim Neolitik kültürün, yaklaşık M.Ö. 10,000 yıl önceki izlerini taşır. Sağdaki resim ise yine Neolitik döneme ait İran’da bulunmuş bir çömlek parçasının görüntüsüdür. Soldaki resmin kaynağı: 12,000 Yıl Önce Neolitik dönem, Yapı Kredi Bankası yayını, sayfa 26 ve sağdaki resmin kaynağı: İnternational Herald Tribune gazetesi, 1 Mart 2001.
Her iki resimde kollarını havaya doğru yükselten insanların gök ve güneş kültü ile ilgili bir ayine katıldıklarını söyleyebiliriz. İnsanların çıplak oluşundan “Güneşe en doğal halimizle teslim olmaya hazırız” anlamını çıkarabiliriz. Sağda görülen güneş simgeleri “güneş kültü” törenine destek verirken Anadolu halk danslarının kökenini de anlamış oluyoruz.
Üstte solda görülen kap Çin’in Neolitik döneminden kalma olup 1973 yılında Qinghai eyaletindeki bir kazıda bulunmuştur. Kabın iç cidarında el-ele tutuşarak bir güneş simgesi etrafında dans eden 15 kişi bulunuyor.
(Kaynak: A Journey İnto China’s Antiquity, Pekin Müzesi yayını, sayfa 95). Yan tarafa doğru uzayan başlıkları ve kamaları ile bu insanların sağda görülen Karadeniz horonu tepen gençlere olan benzerlikleri çarpıcıdır.