AKP’nin getirdiği içki yasaklarına tepkiler devam ediyor. Dünya’da ki diğer içki yasaklarına bakıldığında, bu yasaklamaların iktidarı bile devirdiği görülüyor.
AKP’nin tepki çeken yasağı dünyadaki alkol düzenlemelerini hatırlattı. Türkiye’de çok konuşulan alkol yasakları, Rusya’da yüzyıllardır tartışılan, devletle vatandaşı hep karşı karşıya getiren, hatta iktidarları deviren bir konu.
Rusya’da “alkol” denilince hemen hemen herkesin aklına votka geliyor. Özellkle büyük kentlerde 2000’lerin başında bira ve şarap tüketimini artırmak için yapılan müthiş reklama rağmen Türkiye’de rakı neyse, Rusya’da votka o.
Türkiye’de dostların sohbetine nasıl rakı eşlik ediyorsa, Rusya’da sabaha kadar sürebilen sofra keyfinin mezesi buzlukta hafif kristallenmeye başlamış votka.
Türkiye’de “çilingir sofrası”nda rakının yanında mutlaka beyaz peynir, Rusya’da ise votkanın yanında siyah ekmek, kimi zaman da kurutulmuş balık vardır.
Rakıdan farklı olarak votka mutlaka sek içilir, hele hele Türkiye’dekinin tersine içine kesinlikle meyve suyu ya da kola katılmaz, katana iyi gözle bakılmaz!
Rakı yavaş yavaş içilir, küçük kadehteki votkayı tek seferde içmeyenin “erkekliğinden şüphe edilir”! Türkiye’de kadehler “şerefe” diye kalkar, Rusya’da “na zdrovye”diye…
Rusya tarihi aynı zamanda yönetenlerle yönetilenler arasında bir alkol çekişmesidir… Devlet yüzyıllardır votkayı kontrolüne, daha doğrusu tekeline almaya çalışmış, ancak halkın daha az içki içmesini sağlamak için yapılan girişimler hep tepmiş, hep başarısız olmuş, hatta siyasi sonuçlar doğurmuş.
Votkayla 1386’da, yani 627 yıl önce tanışan Rusya’da ilk votka tekelini 1472 yılında Çar 3. İvan kurmuş. 1500’ler ve 1700’lerde benzer girişimler olmuş, 1894’de bir deneme daha yapılmış ama sonuç değişmemiş.
Halkın daha az votka içmesini sağlamak için kurulan devlet tekelleri bir türlü amacına ulaşamamış.
Üstelik, Birinci Dünya Savaşı sırasında kişi başı votka tüketimi sekiz litreden 14 litreye çıkmış. Votka tekelinin belki de tek iyi tarafı, devlet kasasına fazladan bir 800 milyon ruble, yani o zamanki bütçenin üçte biri oranında büyük miktarda para girmesi olmuş.
Ama Çar II. Nikolay, uygulamayı daha sıkılaştırmaya kalkarak alkole tam yasak getirince gelirler azalmış, devlet para basmış, enflasyon çoşmuş, halktaki memnuniyetsizlik artmış.
Sonuç: Çarlık yönetimi çökmüş, 1917 Devrimi komünistleri iktidara getirmiş!..
Sovyet döneminde bütçe gelirinin dörtte birini votka satışı oluşturmuş ama devlet tekeli insanların daha az içmesini sağlayamamış. Mihail Gorbaçov’un iktidara gelir gelmez başlattığı ünlü alkol karşıtı kampanyanın sonu da tam bir hüsran.
Gorbaçov’un “alkolizme karşı mücadele” adını verdiği savaş devlet adına tüm cephelerde gerçek bir bozgunla sonuçlanmış. Üretim azalınca gelirler düşmüş, maliye para basmış, enflasyon fırlamış, halktaki memnuniyetsizlik artmış.
Sonuç: Elbette tek neden bu değil ama Sovyetler Birliği çökmüş!