Yıllardır arkeoloji dünyasında tartışmalara konu olan Bosna’daki “Güneş Piramidi”, son dönemde yenilenen lidar taramaları, elektromanyetik ölçümler ve geometrik analizlerle yeniden gündemde. Arkeolog Dr. Semir Osmanagić liderliğindeki araştırma ekibi, bu yapının yalnızca doğal bir oluşum olmadığını, aynı zamanda gelişmiş bir bilinç ve mühendislik izleri taşıdığını savunuyor.
Semir Osmanagić’in resmi internet sitesinde yayımlanan analizlere göre, piramidin dış yüzeyinde yapılan lidar taramaları, neredeyse simetrik üçgen yüzeyler, eşit açılarla kesişen kenarlar ve yapay müdahaleye işaret eden taş dizilimlerini ortaya koyuyor. Bu veriler, doğal erozyonla oluşamayacak kadar düzenli bir mimariye işaret ediyor. Araştırmacılar, yüzeylerde “teraslama” izlerine rastlandığını ve bu yapıların zamanla örtü tabakalarıyla kapandığını belirtiyor.
En dikkat çeken bulgulardan biri, piramidin tepe noktasından yayıldığı öne sürülen elektromanyetik frekans. Ölçümlere göre, zirve bölgesinden 28 kHz seviyesinde sabit bir enerji dalgası yayılıyor. Bu dalganın kaynağı henüz bilimsel olarak açıklanamasa da, araştırmacılar bunun doğal bir radyo yayını değil, “kasıtlı olarak inşa edilmiş” bir enerji düzenleyici sistemin parçası olabileceğini öne sürüyor.
Zirveye yakın bazı alanlarda ise düşük frekanslı (ELF) dalgalar tespit edildi. Bu dalgaların, insan biyolojisi üzerinde rahatlatıcı ve dengeleyici bir etkiye sahip olduğu savunuluyor.
Piramitin yapısal düzeninde rastlanan bir diğer dikkat çekici unsur ise “altın oran” yani Fibonacci dizilimiyle uyumlu geometrik düzenlemeler. Yüzey çizgilerinin oranları ve açılarının, doğadaki spiral yapılara (DNA, deniz kabukları, galaksiler) benzerlik gösterdiği iddia ediliyor. Dr. Osmanagić’e göre bu, yapının yalnızca estetik bir düzen taşıması değil, aynı zamanda evrensel enerji yasalarıyla hizalanmış bir rezonans alanı oluşturması anlamına geliyor.
Yapının içinde “Kral Mezar Odası” olarak adlandırılan bir alan bulunuyor. Henüz tamamen açığa çıkarılamamış bu bölge, hem yapının iç mekan mimarisi hem de enerji potansiyeli açısından en gizemli bölge olarak kabul ediliyor. Osmanagić’in ekibi, bu odada yüksek seviye iyon konsantrasyonları ve jeomanyetik sessizlik alanı tespit ettiğini bildiriyor.
Ayrıca piramidin altından geçen tünel sistemi (Ravne Tünelleri), yüzlerce metre uzunluğunda birbirine bağlanan geçitlerden oluşuyor. Bu tünellerin yapısı ve taş blokların yerleşimi, gelişmiş bir mühendislik becerisiyle oluşturulduğunu düşündürüyor.
Dr. Osmanagić, Bosna Güneş Piramidi’ni yalnızca arkeolojik bir yapı olarak değil, aynı zamanda “enerji merkezi” olarak tanımlıyor. Ona göre bu yapı, dünyada bilinen diğer antik piramitler gibi evrensel enerjileri yönlendirme ve yayma amacıyla tasarlandı. Bu yüzden yapı, son yıllarda “Bosna Enerji Piramidi” olarak da anılmaya başlandı.
Yıllar boyunca 60’tan fazla ülkeden gelen araştırmacılar, gönüllüler ve meraklı ziyaretçiler, Visoko bölgesindeki bu oluşumu yerinde inceledi. Bazı ziyaretçiler, tünellerde geçirdikleri sürede zihinsel açıklık, ağrıların hafiflemesi ve uyku düzeninde iyileşme gibi etkiler yaşadıklarını ifade etti.
Haziran 2024’te yayımladığı video serisinde Dr. Osmanagić, bu yapıların dünya tarihini yeniden yazmamıza neden olacak kanıtlar içerdiğini vurguladı. Özellikle elektromanyetik enerji ölçümleri, tünel içi rezonans analizleri ve geometrik hizalanmaların “tesadüf” sayılamayacak kadar organize olduğunu dile getirdi. Bu yapının inşa tarihinin 30.000 yıl öncesine uzandığını ve uygarlık tarihinin sanılandan çok daha eskiye dayandığını savundu.
Bosna Piramidi, bilimsel camiada halen tartışmalı bir konu. Ancak Dr. Semir Osmanagić’in ortaya koyduğu veriler ve bu verilerin oluşturduğu bütüncül tablo, yapının sıradan bir dağ oluşumu olmadığını düşünenlerin sayısını artırıyor. Elektromanyetik frekanslar, spiral enerji yapıları ve yeraltı tünel sistemleriyle Bosna’daki bu yapı, insanlığın kadim bilgisine dair yeni soruları beraberinde getiriyor.
🔗 Kaynak:
Semir Osmanagić Resmi Web Sitesi