Bilmiyorum küçükken yaptığınız
Kağıttan gemilerde mi yüzdürdünüz ilk önce hayallerinizi?
O gemiler mi götürdü sizi önce
Sadece isimlerini bildiğiniz
Uzak coğrafyalara?
Yaşıtlarınız top peşinde koşarken
Sizin en sevdiğiniz oyununuz
Güneşe dönüp yüzünüzü
Sıcacık bir simidi dümen yaparak
Engin denizlerde olmayı hayal etmekti belki.
Ya da belki kutup yıldızını göremediğinizde geceleri
Karanlıkta yönünüzü bulmaya çalışmaktı en sevdiğiniz oyun.
Beyaz size yakışıyordu üstelik.
Sonsuz denizlerde dalga dalga, köpük köpük giderken
Yunuslarla yarışıyordu sevinçleriniz.
Ah şu özlem de olmasaydı.
Yalandı “her limanda bir sevgiliniz olduğu”
Deniz en büyük aşkınızdı tamam ama
Gerçek sevdalara da tutulmuştunuz.
Sonuçta hep
Sevdiklerinize çıkıyordu yolunuz.
Sevgilinin yanındayken denizi,
Denizdeyken sevgiliyi özlemek
Yaşadığınız en güzel çelişkiydi belki.
Engin denizlerdeki özgürlüğünüzü kıskandılar belli ki.
Nice güzellikler peşindeydiniz oysaki.
Nice keşifler yapıyordunuz ve yapacaktınız başkalarının hayal bile edemeyeceği.
Kötülükler ve karanlık
Hayallerinizin önüne geçebilir miydi?
Bir şekilde geçti işte!
Sizi denizlerden kopardılar.
En büyük zulmü yaptılar size.
Hükümler verildi hakkınızda
Sizi sevdiklerinizden ayıran…
“Mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta bütün mesele” diyorsunuz.
Çocukken hayallerini kağıttan gemilerde yüzdürenleri,
Yüzlerini güneşe çevirenleri,
Avucunun içi gibi bildiği engin denizlerde
Sevinçlerini yunuslarla yüzdüren sizleri teslim almak ne mümkün…
Dualarla ve dileklerle yürüyor TCG Hasdal.
Yapabilseydim
Mektubumla birlikte
Deniz kokusu göndermek isterdim size.
Olmasa da
İlla ki bir martı vardır yolunu şaşırıp
Hasdal’ın üzerinden geçen.
Ya da ne bileyim denizleri, kıtaları aşmış göçmen kuşları
Ha geçti, ha geçecektir Hasdal’ın üzerinden.
Onların güneşte parıldayan kanatlarına takılmış
Ve özgürlüğe yazılmış
Sevda türküleri gönderiyorum size.
Aklımız, fikrimiz, duamız
Hep sizde…
Selam ve saygılar…
Hakan Ş. TELKES