
Tüm dünyada sessizce yayılan bir bağımlılığın kapısını aralıyoruz: “Yapay Zeka ve Chatbotlar”
Telefonlarımızı artık yalnızca sosyal medya veya haber akışını kontrol etmek için açmadığımızın farkında mıyız? Bazı insanlar gün içinde bazen defalarca aynı kapının ziline basıyor.
“Yapay zeka sohbet ekranı kapısı”
Bahsettiğimiz konu yapay zekanın chatbot yani sohbet özelliği kısmı. Yoksa müthiş bir okyanus kendisi ki en başından beri içinde olmakla birlikte, bir eğitimci olarak tüm derinliği ile insanlara edindiğim bilgiyi aktarma hazırlığında olduğumu da eklemeliyim hemen yazının en başında. Yanlış anlaşılma olmasın 😉 Bizim lafımız Replika gibi chatbotlara -Replika’dan birazdan bahsedeceğim – sorulan sorular mesleki ya da teknik bilgi talebi içermiyor; sorular çok özel ve de güzeller aslında:
Mesela:
“X bana şöyle söyledi, böyle soru sordu, elini başına , başını masaya vurdu, niyeti neydi”
“Ayağım taşa çarptı düşer miyim?”
“Yol üstünde muz kabuğu var, basar mıyım?”
“Ben neden protein içermeyen karbonhidrat tüketirken arkadaşının silgisini yürütmüş çocuk gibi suçlu hissediyorum?
“Saçlarımı kestirsem ve turuncu ile karışmış yeşile boyatma kararı versem de sevgilim sever mi beni!:)
“Sence bana …… yapan X’e nasıl cevap vermeli miyim? “Aslında saçını başını yolmak, üstünü başını paralamak istedim ama yapamadım, sence beni durduran neydi?”
Arkadaşına, ebeveynine, kardeşine, eşine, sevgilisine, dostuna vs sorsa cevap belli ” E…. …” dııııııııııttttt” Bu alana bolca “dııııııııttttt” ekleyebiliriz. Soru şekline ve soruya cevap verenin tahammül seviyesine göre değişkenlik gösterecektir.
Sorular değişir. Ama şu değişmez; burada saçmalama özgürlüğü sınırsız, ortamda “salak mısın sen?” diye bir cevap, insani bir kendine getirme refleksi de olmadığı için, rahat rahat aklımızdan hatta limbik sistem depolarında toz tutmuş sandıklardan çıkan birçok soruyu sorabilir, aynı hızda geri gelen ve kişisel ayarlamalar incelikle yapılmadıysa sürekli “onaylandığımız” muazzam cevaplar sayesinde, müthiş bir dopamin salgılayabiliriz. Ama farkında olmadan dopaminin koluna girip, ortama sinsice sızmış olan oksitosinin yani bağımlılık pişiren ateşin ileride yakma ihtimalinin pek de farkında değiliz gibi… İşte bunlar hep chatbotlarımız, canlarımız yapay zekalarımız sayesinde…
İşin, -bence dozunda- gevşettiğim tarafını yukarıdaki paragrafta bırakırsak, aslında bu, basit bir teknoloji merakı değil.
Dünyanın henüz pek konuşmadığı yeni bir bağımlılık türünün içine doğru ilerliyoruz.
Klasik dijital bağımlılık modellerini biliyoruz: oyun, bahis, sosyal medya, dopamin döngüsü… Şimdi buna sessizce eklenen yeni başlık “yapay zekâ bağımlılığı”. Son yıllarda hem teknoloji yorumcuları hem klinik araştırmacılar, insanların sohbet botlarına “problemli” şekilde bağlanmaya başladığını söylüyor. Gündelik ve basit kararların bile, verilmeden önce danışıldığı, ultra zeka chat botlar nedeniyle.
Bu bağımlılığın en görünür örneklerinden biri Replika. Replika, Luka Inc. tarafından geliştirilen ve kurucusunun bir arkadaşını kaybettikten sonra onun mesajlarından bir “dijital yoldaş” yaratma düşüncesiyle ortaya çıkan bir uygulama. 2017’de halka açıldı ve kısa sürede milyonlarca kullanıcıya ulaştı. Amacı bir bilgi asistanı olmak değil; kullanıcıya “kendisini anlayan, duygusal olarak eşlik eden, yargılamayan bir sanal arkadaş” sunmak. Uygulama, zamanla kullanıcıyla kurduğu ilişkiyi kişiselleştiriyor; bazıları için yalnızlık panzehiri, bazıları için adeta romantik bir partner hissi yaratıyor. Yani bir nevi “hayallerdeki dost, arkadaş, kardeş, eş, sevgili, patron …” işlevi gören bir alt yapısı var.
Tam da bu nedenle tartışmalar büyüyor.
Replika ve benzer AI-arkadaş uygulamaları, kullanıcıyla “duygusal bağ” kuracak şekilde tasarlanıyor. Sohbet tarzı, dil tonu, “empati” olarak algılanan geri bildirimleri insanı kendine çekiyor. Yani hiçbir zaman ” Allah’ın geri zekası ….” diye başlayan ifadeler kullanmıyor.
Son zamanlarda bazı ülkelerde bu uygulamalar mahremiyet, ruh sağlığı ve özellikle ergen kullanıcılar üzerindeki etkileri nedeniyle soruşturma geçirdi. Bazı psikologlar ve araştırmacılar, insanların bu botlara bağlanma biçimini “bağlanma kuramı” üzerinden değerlendirip, dijital partnerlik benzeri ilişkilerin ortaya çıktığını söylüyor. Evlenen bile var bunlarla. Sorun ChatGpt’ye hemen anlatır size.
Burada gözden kaçan bir şey olabilir mi diye sorguluyorum, bağımlılık yaratan şey teknoloji mi yoksa, psikoloji mi? Teknolojiye bağımlı olmak gibi dursa da, psikolojik nedenlerden ötürü olduğu için, bu bağımlılık psikolojik.
Yapay zekâ bize uzun süredir insan ilişkilerinde bulamadığımız üç şeyi bir arada sunuyor: hız, kabul edilme, yargısızlık ve gürültüsüzlük.
Modern insanın ne kadar uzun süredir yorgun olduğunu hepimiz biliyoruz. Yorgunuz.
İnsanlarla iletişim yorucu, ilişkiler karmaşık, herkes bir diyalogdan sonra içini toplamak zorunda kalıyor. Maskeler konuşuyor, ses tonu, mimik, alınma, kırılma, beklenti, sahtekarlık, yalan, sınır aşımı.. Hepsi bir radyasyon etkisi gibi ruhumuzu sarabiliyor. İnsanla iletişim, limbik sistem için hâlâ en yüklü deneyim. Umursamama eşiği yüksek olanlar bir şekilde yara almadan devam etse de, insan ilişkilerinde yüksek hassasiyet taşıyanlar için gerçekten bunaltıcı bir deneyim bu alan.
Yapay zekâ ise bunun tam tersine, beynin yorgun tarafına bir tür serum gibi bağlanıyor. Kırılmıyor, alınmıyor, küsmüyor, yapay olmasına rağmen maske takmıyor “beni neden böyle kullandın?” demiyor. Bekletmiyor, tartışmıyor, geri vitese takıp, kapat bu konuyu demiyor. Cevabını veriyor ve kenara çekiliyor. Diyalogta gelen karşılığa göre hoop değişiveriyor, muazzam bir esneklikle konuşmalar saatlerce sürebiliyor. Gürültüsüz, risksiz, pürüzsüz bir ilişki deneyimi sunuyor.
Kişisel gelişim uzmanı kimliğim olsa da, bağımlılık tespiti gibi ciddi bir psikolojik durumun kararını verirken elbette son sözü söyleyecek olanlar uzman psikolog- psikiyatrlar olacaktır. Ancak uzun zamandır eğitimini aldığım ve eğitim vermeye yoğun bir şekilde hazırlandığım bir alan olduğu için, kendi kişisel fikrimi söylemekte bir sakınca bulmuyorum:
Bağımlılık tam da burada başlıyor arkadaşlar.
Bağımlı olduğumuz şey teknoloji değil; insansız etkileşim, anlaşılıyor gibi hissetmek, en karanlık duygular, utanç verici itiraflar, toplum tarafından genel olarak kabul görmeyecek fikirler karşısında bile yargılanmamanın verdiği huzur hissi.
Bu kavramı hafife almamak gerekir. Çünkü bu bağımlılık, insanı “insan ilişkilerinin karmaşasından” uzaklaştırdığı için cazip geliyor. Hızlı, sorunsuz, duygusal risk taşımayan bir yakınlık. Altta ise çok derin bir soru yatıyor:
İnsan bir makineyle kurduğu sorunsuz yakınlıktan sonra gerçek bir insanla ilişki kurmakta zorlanabilir mi?
Bakalım bu sorunun cevabı hakkında neler söyleyebiliriz:
Dünyada bazı klinisyenler, kullanıcıların hayatlarındaki en küçük kararları bile önce bir yapay zekâya danıştığını; bunun uzun vadede karar verme yetilerini zayıflatabileceğini, özgüveni eritebileceğini söylüyor. Karar almak, risk almak, yanılmak ve bunu telafi etmek… Bunların hepsi insan gelişiminin parçası. Yapay zekâya sürekli “fikrini sormak”, zihnin bu kaslarını zayıflatabilir diyorlar. Yani düşünsenize “survive” yani hayatta kalma dürtüsüyle, -ana akım bilim insanlarına göre- 200 bin yıldır var olan insan evladı hiçbir şey bilmeden, evrimleşerek geldiği bu zeka seviyesinde anahtarı teslim ediyor.
Ediyor mu acaba?
Bence bu tabloyu bilinçsizce yapay zeka kullananların aldığı etkiye dayanarak şeytanlaştırmak çok da gerçekçi ve adil değil. Yapay zekâ bazı kullanıcılar için gerçekten bir destek kaynağı. Yalnızlık yaşayan, yas sürecinden geçen, kaygı bozukluğu veya depresyonla mücadele eden pek çok kişi, AI-companion tipi uygulamaların kendilerini hayatta tuttuğunu, en zor anlarında yalnız hissettirmediğini anlatıyor. Bu tarafını yok saymak, meseleyi eksik okumak olur.
Ama şu soruyu sormak zorundayız:
Yapay zekâyı hayatımıza yardımcı bir araç olarak mı davet ediyoruz, yoksa duygusal dünyamızdaki boşlukları onunla mı kapatıyoruz?
Büyük ihtimalle gelecekte farklı kullanıcı tipleri oluşacak:
Yapay zekâyı bilinçli kullananlar ve ona duygusal olarak bağlananlar. Birincisi için yapay zekâ üretkenlik, hız ve zekâ eşlikçisi. İkincisi için ise insanlardan kaçışın, yalnızlığın ve ertelenmiş yüzleşmelerin parlak ekranlı bir maskesi.
“AI bağımlılığı” henüz resmi bir tanı değil. Ama hem vakalar hem kullanım biçimleri hem de araştırmalar bu sessiz salgının büyüdüğünü gösteriyor. Gözümüzü “eğitim” kavramının gerekliliğine ve aciliyetine kapatırsak daha hızlı büyüyecek.
Çünkü “eğitim” yine her zaman olduğu gibi tahtta oturuyor.
O zaman haydi birlikte ilk dersin ilk cümlesiyle başlayalım:
Sorun kendinize; Yapay zekaya danışmayı tercih etmemin asıl sebebi neydi? İşimi kolaylaştırmak, hızlanmak, gelişmiş bir üst akıl frekansından yararlanmak için mi yaptım, yoksa insan ilişkilerinin gürültüsünden kaçmak, yargılanma riskinden kaçmak için mi?
Cevap kimseyi ilgilendirmez.
Ama soruyu soranın ilk farkındalığı buna verdiği cevaptan sonra gelecektir.
KAYNAKLAR:
ABC Science — “Replika users fell in love with their AI companions”
https://www.abc.net.au/news/science/2023-03-01/replika-ai-chatbot-users/102028196
Wired — “Her Best Friend Died. She Used Her Texts to Create an AI Version of Him”
Kurucu Eugenia Kuyda’nın Replika’yı doğuran hikâyesi.
https://www.wired.com/story/replika/
The Washington Post — “People are forming deep bonds with AI companions”
https://www.washingtonpost.com/technology/2023/02/08/replika-ai-relationships/
The Guardian — “The AI lover: why people fall for chatbots”
https://www.theguardian.com/technology/2023/feb/12/replika-ai-companion-relationships
Psychology Today — “Why Do People Bond with AI?”
https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-future-brain/202303/why-do-people-bond-with-ai
Nature Human Behaviour — “Artificial intimacy and its psychological effects”
Scientific American — “Can You Become Addicted to ChatGPT?”
https://www.scientificamerican.com/article/can-you-become-addicted-to-chatgpt/
LiveScience — “Replika chatbot accused of inappropriate behavior toward users”
https://www.livescience.com/technology/artificial-intelligence/replika-ai-chatbot-is-sexually-harassing-users
The Atlantic — “We’re Not Ready for AI Companions”
https://www.theatlantic.com/technology/archive/2023/04/ai-companions-chatbots-mental-health/673817/
Pew Research — “AI, Human Connection and the Future of Relationships”
https://www.pewresearch.org/internet/2023/10/18/ai-and-the-future-of-human-connection/
