Birçok insan toplumun değer yargıları ve sol beyin odaklı düşünme yapısından öğrendikleri gereği, hislerini ve duyguları açık ve net paylaşamıyor. Paylaştığı zaman nasıl karşılanacağıyla ilgili deneyimleri ve yargıları oluşmuş durumda. Çoğu insan duyguları ve mantığı arasında köprü kuramaz bir durumda. Çünkü eğitim sistemi sol beyin odaklı, sağ beyni farklı alanlarda eğiten, duygusal zekayı besleyip ikisini birleştirebilen bir eğitim değil. Mental zekanın ders konularını, duygu zekanın konularıyla eşleştirirken; duygu, his, renkler, şekiller hep zorlukla ve korku disipliniyle eşleştirilerek öğretiliyor. Günün sonunda gelinen nokta eğitim eşittir, zorluk ve korkuyla birlikte kullanılan disiplinden ibaret oluyor. İnsanlar her ikisini nasıl kullanacağını bilmiyor ve öğrenemiyor. Keyifli güzel duygularla, eğlenceli, sağ beynin sanatsal hafızasını çalıştırarak öğreten, bilgiyi güzel hislerle birleştiren ve ruhsal zekayı açan bir sistem henüz bizde kullanılmıyor. Kullanabilen nadir eğitimciler var ama yeterli değil. Bunun sonucunda sağ beyin yaratıcılığı; mana aleminde bulacağı başka konularda açılıyor. Bununda uçukluk kaçıklık, delilik olduğundan emin olan yanlış bilgiler varken insanlar mana ve madde alemini nasıl birleştireceğini çözemiyor.
Aşağıya bırakacağım rüya tam da bunu anlatan örnek bir rüya ve peşinden oluşan analizi…
Keyifli okumalar.
Rüya:
-10 Kasım’da minik bir ziyaret yaptım yukarı aleme. Ve Atatürk’ü görmek istediğimi söyledim. Atatürk yukarıdan bana elini uzattı ve beni yukarıya çekti. Ben yukarı çıkınca kendimi epey yaşlı bir erkek büyücü olarak gördüm. Hatta pelerinim ve kafamda şapka bile vardı. Mavi ve altın rengiydiler.
Uzun zamandır birbirimizi görmemişiz de buluştuğumuza çok sevinmişiz gibi bir his vardı. Birbirimize sarıldık ve birlikte ileri doğru yürüdük. Paylaşmak istedim. Bunu anlatabileceğim kimse yok. Bana deli demezler direkt Bakırköy’e gönderirler herhalde…
Analizi:
-Bu rüyayı manadan maddeye indirelim mi beraber? Astrolojide akrep burcu araştırmacı, gizli olanı merak eden, dönüştürebilen (hastalığı iyileştiren büyücü), şaman olarak bilinen burçdur. İçindeki büyücü (akrep) enerjisiyle buluşmuşsun. Araştırmayı, bilginin derinini ve gerçeğini merak eden bir yapın var. ( bu kişnin doğum haritasında ayı akrep, yay stelyumlu)
Atatürk’ün döngüsel oluşan kadersel etkilerinde (yukarı alemle birlikte) boşuna Türkiye Cumhuriyeti akrep burcu olmamıştır. Akrep aynı zamanda 3. gözü, ruhsal zekayı (sağ ve sol beyin dengeli açılımı) temsil eder. Mavi pelerin yine akrep dinamiğine işaret ediyor. Altın Aslan burcunun rengidir ki aslan burcu senin haritanın ana noktasında, seni yükseltecek konumda. Bu ikisini birleştirip bu ara hayat alanında mavi ve altın renklerini kullan. Akrep ve Aslan evinin dinamiklerini çalıştır. Kendi içindeki Atatürk’ü harekete geçirmen için ufak tüyaolar ve rehberlikler bunlar. Mananın maddeye bürünmüş hali, bilinçaltının dili…Onu kullanmayı öğrenirsen madde dünya ile mana alemi arasında köprü olur, hayat amacını hem kendin hem çevrende öncülük edeceğin herkes için kullanabilirsin. Yeteneklerin açıldığında içindeki dönüştürücü ve şifacı da doğru bilgiyle çalışmaya başlayacak.
-Peki Derya bu gördüklerim yaşanmışlıklar mı, yoksa görmek istediklerim mi? Kendi kendimi mi eğliyorum, oyalıyorum.
-Yaşanmışlıklar olabilir. Bununla birlikte bunların hepsini bilinç, mana açılımı olarak görürsen insan olma yolundaki süreçlere dönüşüyor. Buna eğlenme, oyalama da diyebilirsin ki olma sürecinde eğlenme, oyalanma yeri derler dünya ya tasavvufda…
Oyalanırken olma hallerini de yaşarsın vakit geldikçe…
Herkesin bir oyalanma eğlenme alanı var. Bunları keyifle, güzellikle yaşamak da var, korkuyla, stresle, zorluklarla yaşamak da, Delirmekten korkmak da var.
Siz bu oyalanmanın, eğlencenin neresindesiniz?
Sorularınız ve rüya analizi için bana ulaşabilirsiniz.