Dünyanın dört bir yanına yayılmış antik polygonal {çokgen} duvarlar, kendi zamanlarının ötesine tüm sağlamlığı ve ihtişamıyla bakıyor. Onları kimler inşâ etti? Böylesi zahmetli bir işçiliği, hangi tutku tetikledi?
Antik mimari ve mühendislik âdeta, gezegenimizin ley hatları üzerindeki özel noktaları seçerek buralara, günümüze dek gelmesi için çok dayanaklı, estetik ve hatta ibretlik yapılar bırakmış gözükmekte. Bu yapıların pek çoğu temelde veya bütünde, polygonal duvarlar üzerinde yükselmekte. Polygonal duvar örgüsü, kullanılan taşların-blokların dikdörtgen veya kare şeklinde olmayıp; çokgen-çok köşeli formlarda olmasıyla elde edilen inşâ türüdür. Ve aslında tam da bu yüzden zahmetlidir. Kezâ, farklı büyüklükteki ve farklı şekillerdeki taşların birbirine tam uyumunun sağlanması, hem ustalık hem de, uzun zaman gerektirir.
Çokgen duvarlar kapı veya pencere de içerebilirken, genelde harç kullanılmaz ve bütünde karmaşık geometrik şekiller oluştururlar. Dünya’nın pek çok noktasında görebildiğimiz antik polygonal {çokgen} duvarlara “Kiklop duvarcılığı” da deniliyor. Bu isim, Yunan Mitolojisi’ndeki tek gözlü devlerden geliyor. Kezâ o dönem, böyle büyük taşları-kayaları yerinden kolayca ancak bu devlerin hareket ettirebileceğine inanılıyordu. Hatta Aristoteles, Kikloplar’ın yetenekli mimarlar, inşaatçılar olduklarını söylemişti. Öyle ki, Miken mimarisine sahip bâzı antik kent duvarlarının, Kikloplar tarafından inşâ edildiği de iddia edilmiştir.
Antik mimarlığın ve mühendisliğin bu olağanüstü eserleri bugün, Apollon’un Kehânet Merkezi olan Delphi’de olduğu gibi, pek çok merkezde de, birçok deprem ve heyelana dayanmış, sapasağlam ayakta kalmıştır. Bugün uzmanlar bu işçilik için şöyle der; “Çokgen bir duvarda taşlar yatay yerine dikey olarak yerleştirilir. Temelin çökmesi durumunda taşlar uyum sağlar, yeni konumlar bulur, yer çekimine uyar, kama gibi çalışır; çekme dayanımı kaybolmaz.”
Peki antik mimarlar bu yapıları { ki çoğu megalittir}, nasıl-ne kullanarak inşâ ettiler? Örneğin İnkalar’ın çokgen duvarları sanıyorum ki, en ünlü, en ilginç ve güzel olanlardır. Uzmanlar, İnkalar’ın sadece taş çekiçler ve baltalar, bronz keskiler, kum aşındırıcılar ve tahta destekler ve silindirler kullanarak dev kayaları deneme yanılma yoluyla kaldırıp, şekillendirip yerlerine oturtmayı başarabileceklerine pek inanmıyor. Onların iddiası, İnka taş işçiliğinin öğrenilmiş bir işçilik olduğu ve aslında bu duvarların-yapıların İnkalar’dan önce inşâ edildiğidir. Kezâ son yıllarda yapılan çalışmalarda Hanan Pacha tekniği ile, vitrifikasyon işlemi ile taşların-kayaların yumuşatılıp, baskı unsurları ile şekillendirildiği ve bunun için de gerekli ısının 1400 santigrat derece olduğu açıklandı. Bununla birlikte uzmanlar bu işlemin, İnkalar tarafından değil; onlardan önce varolmuş bir uygarlığın mükemmelleştirilmiş biliminin bir sonucu olabileceğini söylüyor.
Evet İnkalar buna devam etmiş olsalar bile, M.Ö. de örnekleri var olan bu taş işçiliğinin ilk örneği acaba Göbekli Tepe olabilir mi!?
Yerleşik hayata geçiş yapan antik insan, ilk taş yapı tekniği olarak polygonal duvar örgüsü kullanmış olmalı. M.Ö. yaklaşık 10000’lerde bu gayet olağandır. Peki yüzyıllar içinde küresel hâle gelen çokgen duvarcılığı, GöbekliTepe’de ve belki de daha uzak geçmişte kullananlar, bir örneği olmadan bunu nasıl mükemmel bir işçilikle yapabildiler!? Yoksa zaten inşâ edilmiş ve sonrasında bir nedenden {Nuh Tufan’ı?} yıkılmış yapıların, surların, tünellerin temelleri üzerine yeniden ve benzeri şekilde mi inşâ etmişlerdi? Öyleyse bu küresel ilk medeniyet kimdi? MU Kıtası olabilir mi? Eğer öyleyse, James Churchward’ın “MU’dan sonraki en büyük imparatorluk” olarak adlandırdığı Büyük Türk Uygur İmparatorluğu’nda ve oradan devam eden göçler ile Anadolu’da da, bu yapı örneklerini görmemiz gerekir değil mi?
Yaptığım araştırmaya göre bu yapılar ülkemizde oldukça fazla sayıda ve ziyarete açık. Mutlaka görmenizi tavsiye ederek, bâzılarının isimlerini vermek isterim: Anahşa Kalesi, Alabanda Antik Kenti, Priene Antik Kenti, Hattuşa, Mancınık Kalesi, Hisar Kale, Çatıören Hermes Tapınağı, Körzüt Kalesi, Bozukkale, Çavuştepe, Ayanis, Truva Antik Kenti, Selinos Antik Kanalı, Erythrai Antik Kenti, Neandria Antik Kenti.
Gülşah Demirkaya
02.10.2025